Posted by gülenay börekçi on February 11, 2017 · Leave a Comment
Sezgin Kaymaz’ın “Lucky” adlı kitabı unutulmazlar arasına çoktan girmişti. Kahramanı Lucky’nin seveni, hayranı da çoktu. Bu dünya akıllısı köpeği bir roman kahramanı yapan şeyi çok düşündüm… Ve en iyisi yazarına sormak dedim kendi kendime… Her zamanki üslubuyla anlattı o da… “Kimse kendisinden fazlası değildir, ama çok kimse bunu bilmez. Lucky biliyordu; ona göre davrandı hep. […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on February 11, 2017 · Leave a Comment
“İçinde resimler yoksa, kitap okumak neye yarar!” Alice’in Harikalar Diyarı’ndaki macerasının benim için anahtar cümlelerinden biri sanırım buydu. Çocuk kitaplarına merakım resimleri yüzünden olabilir. (Gerçi ben yetişkinler için yazılan kitapları da resimli oldukları zaman sanki daha çok seviyorum ama bu ayrı bir konu.) Sadede gelirsek; bu hafta… James Joyce torunu için yazdığı masalda kedi sevgisini açık […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on January 30, 2017 · Leave a Comment
Gezi yazarı Ahenk Göklü’nün duygusal, tatlı, eğlenceli ve nasıl demeli, insanı sıcak bir yaz gününde buz gibi bir bardak limonata içmişçesine ferahlatan romanı Şanslı Kızlar çıktı. Yazarla gezi yazarlığını kurmacayla birleştirerek yarattığı yeni türü konuştuk. Yalnızca zenginleri iyileştirmeyi seven doktorlar, kendi yazılarını başkalarına yazdıran dergi yöneticileri, hep ünlü kadınlarla sevgili olan niteliksiz erkekler de dahil […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on January 30, 2017 · Leave a Comment
Günümüzde çizgi roman yalnızca “sert erkeklere” hitap eden bir tür olmaktan çoktan çıktı; kadınlar, entelektüeller, gizem sevenler ve çocuklar için bile sayısız seçenek mevcut. Yeni jenerasyon çizgi romanlar güzel illüstrasyonları ve şahane kapakları sayesinde insanın bakmaktan zevk alacağı birer arzu nesnesi. İşte Shaun Tan’dan Daniel Clowes’a, Jeff Lemire’den Ethan Hawke’a (evet, evet aktör olan) seçtiklerim… […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on January 30, 2017 · Leave a Comment
11 yaşında polis hafiyeliğine soyunan bir ufaklık… Lotarya kartlarına bakarak uydurduğu hikâyelerle ayakta kalabilen yapayalnız bir ruh… Kitapsever Bay Tilki… “İçinde resimler yoksa, kitap okumak neye yarar!” Alice’in Harikalar Diyarı’ndaki macerasının benim için anahtar cümlelerinden biri sanırım buydu. Çocuk kitaplarına merakım resimleri yüzünden olabilir. (Gerçi ben yetişkinler için yazılan kitapları da resimli oldukları zaman sanki […]
Read More
Filed under çocuk kitaplığı, vitrin · Tagged with aylak kitap, domingo yayınları, egoistokur, gülenay börekçi, hep kitap, kelime yayınları, martı yayınları, pegasus yayınları, remzi kitabevi, yapı kredi yayınları
Posted by gülenay börekçi on January 9, 2017 · Leave a Comment
Düzelteyim; “Bu yazarların hepsi bilimkurgu da yazdı” demeliydim. Bu kez başka dünyaların ve başka hayat biçimlerinin mümkün olduğu fikrinden hareketle yaratılan bu türe ve onun önemli edebiyatçılar tarafından nasıl yorumlandığına bakıyoruz. Ve görüyoruz ki “Bilimkurgudan edebiyat çıkmaz” diyen tutucular fena halde yanılıyor… Üstelik bu türün Batı kökenli olduğu konusunda da yanılıyor olabiliriz. Bakalım… Bu aralar […]
Read More
Filed under egoist okur kitaplığı, okuma odası, vitrin · Tagged with altıkırkbeş, bilimkurgu, doğan kitap, egoistokur, everest yayınları, gülenay börekçi, iletişim yayınları, kırmızı kedi, yapı kredi kültür sanat yayıncılık, yky
Posted by gülenay börekçi on December 20, 2016 · Leave a Comment
“Oyuncu Anne” olarak da tanıdığımız Şermin Yaşar, blogunda yazdıklarının ardından önce “Ev Yapımı Sihirli Değnek”le çıktı okur karşısına, şimdi de “Dedemin Bakkalı” adlı çok güzel bir romanla… Yaşar’ın çocuklar ile büyükler arasında köprü kurmak amacıyla yazdığı kitap, aynı zamanda kendi çocukluğunun hikayesi. Şermin Yaşar: “Büyümek uğruna her şeyden vazgeçip ‘Vay ben mutsuzum’ diyorsun. Mutsuz olursun tabii, […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 20, 2016 · 1 Comment
“Daha önce hiç böyle gezmemişim bu bahçede. Bakmışım da görmemişim sanki. Ne var ne yok, hangi çiçek açmış, hangisi solmuş farkında değilim. Kendi kendilerine açıp soluyorlar. Benimle hiç ilgileri yok, çünkü ben hiçbirinin farkında bile değilim. Demek ki aslında bu bahçe bana ait değil” diye düşünmüş. Hande Şarman, hatırladı, biz de hatırlayalım diye yazdı… Aşılanan […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 20, 2016 · Leave a Comment
Çağdaş taşlama ustası John Barth’tan benzersiz bir kitap, “Yüzen Opera ve Yolun Sonu”. (Monokl Yayınları) Rus edebiyatının en kuvvetli kalemlerinden biri olan Sergey Dovlatov’tan “Puşkin Tepeleri”. (Jaguar Kitap) Tekinsiz hikayeleri olağanüstü lezzetli bir mizahla anlatan Dino Buzatti’den “Bir Aşk”. (Can Yayınları) Jeffrey Eugenides’in çok konuşulan, tartışılan romanı “Bakir İntiharlar”. (Domingo Yayınları) Russell Banks’ten okuru karanlığa […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 20, 2016 · Leave a Comment
Aslı E. Perker’in “espiyonaj novella” dediği “Vakit Hazan”, bir tarihi macera. Osmanlı’nın son yıllarında geçiyor ve siyasi kamplaşmaları, belirsizlikleri, günlük yaşamı, İstanbul’un ve Anadolu’nun durumunu anlatıyor. O yılları neden seçtiğini soruyorum, şöyle cevap veriyor Aslı: “Ben seçmedim esasında, o yıllar beni seçti.” Anlatıyor sonra… Altı yıl önce bir tarih kitabı okumuş. Cambridge Üniversitesi tarafından basılan […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 20, 2016 · Leave a Comment
Behçet Çelik, çocuklar ve gençler için yazmayı sevmiş görünüyor. Ama bu işin ayrı zorlukları da var gibi, çünkü “Yazarken, kitabınızı çocukların, gençlerin okuyacağını göz ardı etmemeniz, birçok karakteri onların diliyle konuşturmanız gerekiyor. Dikkatlerinin ne kadar çabuk dağılabileceği düşünülünce, olayların hızlı bir kurguyla ilerlemesi de şart” diyor. Sık sık kendi çocukluğunu hatırlatması ise Çelik için çocuklara […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 13, 2016 · Leave a Comment
Şefkatten öfkeye, kederden pişmanlığa, sadakatten ihanete aşkın her türlü yüzünü anlattı Leonard Cohen. Sırf bu değil; derin meseleler de yer buldu dizelerinde. Toplama kamplarında kurulan ve ölüme rağmen hayatı kutsayan küçük orkestralar, savaştan, işkenceden, kıyımdan kaçıp başka memleketlerde var olma mücadelesi veren mülteciler… II. Dünya Savaşı’nın dünyayı değiştiren kötülüğünden de bahsetti, Suriyeli savaş kurbanlarının acısından […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 13, 2016 · Leave a Comment
22 ülkede milyonlarca çocuk “Çıtır Çıtır Felsefe” dizisini okuyor. Ve Brigitte Labbe sayesinde felsefi sorgulama denizinin sınırsız sularında yüzüyorlar desem abartmış olmam. Dizinin kitapları çocuklara bu sorgulama sürecinde eşlik ediyor. Soru sormayı hep sürdürsün ve akıllarını uyanık tutsunlar diye… İşte bu yıl kitap fuarı için gelen Labbe ile konuştuklarımız… “Çocuklar benim felsefi kahramanlarım; hayranlık, merak […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 13, 2016 · Leave a Comment
Cemal Süreya’nın Zelda’sı Nilgün Marmara’nın günlükleri, “Defterler” adıyla yayınlandı. Everest Yayınları’nın bastığı “Defterler”, yaşamının son yıllarına kadar, eşi ve en yakın arkadaşları dahil kimseye göstermeden, neredeyse “gizli gizli” şiir yazan ve bir bakıma ölümünden sonra “keşfedilen” Nilgün Marmara’yı belki de en dolaysız, en “çırılçıplak” haliyle getiriyor karşımıza. Okur olarak reddedebileceğim bir okuma deneyimi değil… “Arkadaşları […]
Read More
Posted by gülenay börekçi on December 13, 2016 · Leave a Comment
Arkanıza yaslanıp Jane Austen ile bir fincan çay içmeye hazırlanın. Yazar Kim Wilson, geçen yıl Jane Austen Evi’nin davetlisi olarak İngiltere’ye gitti, birkaç ay yaşadıktan sonra da biri bahçecilik, biri ev hayatı, diğeri de çay üzerine 3 kitap yazdı. Edebiyatı lezzetle, dönem tarihini biyografiyle harmanlayan “Jane Austen’la Çay Saati” bunların ilki… Jane Austen bizi çaya […]
Read More