Egoist okur

Burhan Sönmez: “Hakikat, geçmişin kendini gelecekte var etmesidir”

Burhan Sönmez, 2009’da yayımladığı ilk romanı Kuzey’in ardından Masumlar ile şimdiden adını edebiyatın kalıcıları arasına yazdırdı. Neden, çünkü Masumlar, daha dumanı tüterken, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2011 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’ne değer bulundu. Tabii bir de bu kadar kısa zamanda fanlarını yaratmış olması da bu iddianın diğer nedeni. Öyle ki genç bir çift, birbirlerine duydukları aşkı […]

Read More

Aylin Aslım: “Her kadın büyücüdür aslında”

Canını Seven Kaçsın adlı albümünün kapağında Aylin Aslım yüzüne rengarenk savaş boyaları sürmüş bir savaşçı gibi çıkıyordu karşımıza. Şarkılarda da hayatla ve aşkla ilgili anarşist bir tavır söz konusuydu. Peki ama o şarkıları söylerken yumuşak başlı olmayı, “çenesini tutmayı” reddeden bu kadın gerçekte nasıl biriydi? Aylin Aslım’la iki yıl önce röportaja giderken bunları düşünüyordum ve […]

Read More

Necdet Sakaoğlu: “Harem’in serüveni bir kadınlık tarihidir”

Tarihçilerin yazdığına göre, Hurrem Sultan’ın Sultan Süleyman üzerindeki etkisi hakikaten inanılmazmış. Günümüzün siyasetçi eşlerini, first lady’leri için bile alışılmadık bir biçimde, sadece sarayın iç meselelerine değil, uluslararası ilişkilere de karışıyor, fikir yürütüyormuş. Polonya kralıyla arasındaki yazışmaları bile arşivlerde mevcut. Öte yandan Hurrem’in bütün bunları salt ihtirastan değil, kendisinin ve evlatlarının sağ kalması için yaptığını düşünen […]

Read More

Serhan Ergin’le içinden Romain Gary geçen söyleşi

Serhan Ergin, Yürek Tutsağı adlı romanıyla Everest Yayınları İlk Roman Ödülü kazandı. Ergin edebiyatı şöyle anlatıyor: “Yazmak, ölüme meydan okumaktır. Çaresizliğimizi yırtmaya çalışmak. İkinci husus ise şudur: Edebiyat, belki genel anlamda sanat demek daha doğru, insanlığın evrensel vicdanını kurar, oluşturur.” Gelin sizinle anlaşalım, siz Serhan Ergin’in kitabı Yürek Tutsağı’nı okuyun, ben de ilk fırsatta Egoist […]

Read More

Yorgun Herakles ve arkadaşları…

31 yıl sonra ABD’den Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bindiği uçakla geri getirilen Yorgun Herakles heykeli, ne yazık ki tek değil. Avrupa ülkelerindeki müzeler Anadolu’dan kaçırılan eserlerle dolu. Emekli inşaat mühendisi Yaşar Yılmaz Anadolu’nun Gözyaşları adlı şahsi projesi çerçevesinde yıllardır dünyanın dört bir yanını dolaşarak 70 bin küsur eserin eksiksiz bir envanterini çıkardı. Şimdi de bu […]

Read More

Cem Mumcu: “Parlayan parlayana, herkes star olmak istiyor”

Cem Mumcu’ya göre, birinin peşine takılırsak, uygun diyeti yaparsak, en trendy kıyafetleri giyip gerekli sözleri sarf edersek aşkı bulacağımızı sanıyorduk hepimiz… Ve tam da bu yüzden aşk gittikçe uzaklaşıyordu bizden. Aynaya bakınca her şey ters görünür ya; artık aynaya bakıp bugüne dek yaptıklarımızın tersini yapmayı akıl etmeliydik belki. Yani aşkı arayacağız diye soluğumuz kesilene kadar […]

Read More

Sevil Atasoy bizi insan ruhunun karanlığında dolaştırıyor

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyesi Sevil Atasoy’un kitaplarını herkese tavsiye ederim. Atasoy, Labirent, Bu Ayak İzi Senin Dr. Watson!, Karanlığa Yolculuk ve Her Çikolata Yenmez adlı kitaplarında soluk kesen, çok acayip hikayeler anlatıyor. Şu farkla ki, hepsi gerçek! Bazıları çok ürkütücü aslında, ama bilmemek kesinlikle bilmekten daha fena. Gülenay Börekçi Gayet uydu Dexter bu konuya, öyle değil […]

Read More

Ergun Kocabıyık’a sordum: Neden bizden bir Da Vinci Şifresi çıkmaz?

Ergun Kocabıyık’ın Boğaziçi Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan şahane ve ürpertici kitapları Yazılı Yüz, Dolaylı Hayvan ve Aynadaki Narcissos’u okurken şunu fark ettim: Eski dönemlerin inanışları bugünkü inanç sistemimize uymuyor olabilir, ama onlar aynı zamanda bizi oluşturan geçmişin, kültürümüzün basamakları. ve Kocabıyık’a sordum: Artık geçerliliği olmayan bir inanç sistemini tıpkı çoğumuzun şu an yaptığı gibi yok saymanın […]

Read More

Sezgin Kaymaz: “Onlar gibi olamamaktan, daha doğrusu kendimiz olmaktan korkuyoruz”

Bütün sakinlerinin mutlu ve huzurlu yaşadığı Cennet’te, Tanrı ilk insanı yarattı, adına da Âdem dedi. Onu yarattığı toprağa kendi nefesinden üfleyerek can verdi, bu cana hem iyilikten hem şerden, hem riyadan hem sadakatten koydu. Ona güzel olan ne verdiyse, bir o kadar da kötülük ekledi. Sonra Cennet’teki tüm varlıklara dönüp Âdem’e secde etmelerini buyurdu. Bu […]

Read More

Erdem Yener: “İnsan hep evet demeli; her şey ‘evet’le başlıyor…”

Şair, müzik yazarı, ve eleştirmen Deniz Durukan, birkaç hafta önce Egoist Okur’a bir Erdem Yener röportajı yapmak istediğini söyledi. “Kim o?” diye sordum önce. “Çok sıkı bir müzisyen” dedi. Hmmm! Peki ama kim yani? “Oyuncu aynı zamanda.” Allah Allah… Nerede seyretmiş olabilirim ki? “Birçok yerde seyretmişsindir. Hani Avea reklamlarında oynayan komik adam var ya, o!” […]

Read More

Suat Yalaz: “Çizgi Roman: 50 milyon dolar harcamadan film çekmenin kestirme yolu”

Pullara basılan, filmleri çekilen, televizyon dizisi olan, Fransa’da Kebir adıyla yayınlanan kült çizgi roman serisi Karaoğlan bu ay 50 yaşına basıyor. Emperyalist ideolojiye karşı olduğu için bazı konular ele almayı reddeden Suat Yalaz’la hem kahramanını, hem de çekilmesi planlanan yeni Karaoğlan filmini konuştuk.  Bir dönem sadece çocukların, gençlerin değil, devlet adamlarının, bakanların, gazetecilerin, Mesela Münir […]

Read More

Yekta Kopan’dan karmaşanın, öfkenin, sevginin, sevişmenin, cümbüşün öyküleri

Bir de Baktım Yoksun adlı kitabıyla birkaç ödül alan Yekta Kopan’ın Kediler Güzel Uyanır adlı kitabı çıktı. Onu bir popüler kültür şahsiyeti olarak tanıyanlar var ama Yekta Kopan her şeyden önce iyi bir edebiyatçı, dahası çok önemli bir öykücüdür. Kopan, röportajımızda, bir edebiyatçı olarak yapmak istediklerini şöyle anlattı: “Uzun sürmesini istediğim bir yazın yolculuğunda, haritasını […]

Read More

Ahmet Büke’den ekmek, zeytin ve “iyi palavra atma yeteneği” üzerine

Ahmet Büke’nin yeni kitabı “Ekmek ve Zeytin” çıktı. Kendine has bir dili, dünyası olan bir yazar Ahmet Büke. “Ruhlu” derim ben bazı kitaplara, onunkiler öyle. Hikayelerini özetle deseniz özetleyemem; onlarda küçük ayrıntılar büyür, zaman durur, dil güzelleşir… Bir de ne anlatsa, sanki ben kendime anlatmışım onu daha önce de şimdi kendimden dinliyormuşum duygusu olur. Açıkçası […]

Read More

Behçet Çelik’ten yüzleşmeyi göze alanlarla yüzleşmekten korkanların çatışması

Behçet Çelik’in yazdığı Diken Ucu, Türk edebiyatının hikaye birikimini duyurup zenginleştiren kitaplardandı. Behçet Çelik anlatmayarak anlatıyor, boşlukların kıymetini biliyor ve hikayelerini suskunluklarda zenginleştiriyordu. Onunla yaptığımız söyleşide yazıyla macerasını anlattı, bu maceranın ne zaman macera olmaktan çıktığını anlattı… Ve tabii her kitapla yeniden çıktığı yolu, ruh göçünü… Behçet Çelik’ten yüzleşmeyi göze alanlarla yüzleşmekten korkanların çatışması Yazmaya […]

Read More

Mario Levi: “Herkes kendi dilinde ölüyordu!”

“Tüm anlatılanların otobiyografik bir karakter taşıdığına inanıyorum. Bu keşfi durduk yerde yapmadım, sadece yıllar önce ifade edilmiş bir hakikatin izini sürdüm. Gustave Flaubert, ‘Madame Bovary benim’ lafını boşuna etmedi. Tüm bunlar bir yana, ancak yaşananın bize daha sahici bir edebiyatın yolunu açtığına hep inandım. Birileri bana hikâyelerini anlatmam için kendilerini gösterdi, hatta hayatıma girdi… Kim […]

Read More