Egoist okur

Simenon’dan Dave Eggers’a 9 yazardan 9 roman

Savaşın silahları, hayatın mektupları… Mikail Şişkin imzalı “Mektupların Romanı”nı gördüğüm an çarpıldım. Kapağın çağrısına uyduğum için pişman değilim. Şu cümlenin de artık hayatımda bir yeri var: “Başından geçenlerin sözcüklerle anlatılabileceği fikrine kapılırsan, başından hiçbir şey geçmemiş demektir.” Buna ve aşağıda tanıttığım diğer romanlara da bir göz atmalısınız. Bir yazarın büyük sorusu Mektupların Romanı Mektupların Romanı, […]

Read More

Deniz Yüce Başarır’ın Storytel âlemindeki maceraları

Şahane gülüşü, bulaşıcı hayat enerjisi, sizi ikna etme gücü fazlasıyla yüksek tatlı mı tatlı sesi olan bir kadın… Editör, yayıncı, programcı, yazar…  Ama bana göre her şeyden önce sağlam okur. Karşınızda Deniz Yüce Başarır ve Storytel âlemindeki maceraları… Deniz Yüce Başarır’ın seslendirdiği kitaplar Ben Okurum podcasti “Yazı bir hançer değildir ki maziye saplayasın!” Deniz Yüce […]

Read More

Arthur Cravan sanat dünyasını nasıl dolandırdı?

Cravan’ın şu hep -biraz da abartılı ve anladığım kadarıyla kesinlikle gerçekle alakası olmayan bir romantize etme haliyle- denildiği şekilde “saldan hallice” teknesiyle açıldığı okyanusta boğulmuş olması mümkün tabii. Korsanların eline düşüp onlar tarafından öldürülmüş olması da… Gene de insanız işte, daha etkileyici hikâyeler okumak istiyoruz. İşte bu konuda anlatılan en etkileyici hikayelerden biri. Üstelik gerçek de olabilir.  […]

Read More

SALT’ta 58. Kütüphane Haftası

SALT, 58. Kütüphane Haftası kapsamında 28 Mart ile 1 Nisan tarihleri arasında çevrimiçi bir program düzenliyor. Etkinlik programına mutlaka göz atın. Ben katılacağım, size de tavsiye ederim. Eski kütüphane fotoğraflarına bakmayı da unutmayın lütfen çünkü çok ama çok güzeller. (Herkese açık SALT Arşivlerinde bunlara benzer onlarca tarihi kütüphane fotoğrafı bulabilirsiniz.) Lekeli bir zihnin oyunları Belki başka […]

Read More

“Elinden tutulması gereken bir çocuk kadın olmayı reddetti”

Kadınsız bir inkılabın mümkün olamayacağını savunan ve cumhuriyet yönetimine kadınların da katılması için mücadele eden aktivist yazar Nezihe Muhiddin’le ilgili bu röportaj. Nezihe Muhiddin, iktidarın topluma dayattığı “resmi cumhuriyet kadını” elbisesine sığamayıp erkeğin gölgesindeki “çocuk kadın” olmayı reddedince usulsüzlükle suçlanmış, yargılanmış, ismi antolojilerden bile silinmişti. Hikâyesini, Kadınsız İnkılap adlı kitabın yazarı Yaprak Zihnioğlu’na sordum. İpek Çalışlar “Boyun […]

Read More

“Boyun eğme ekolünden olmayan iki kadın”

Gazeteci yazar İpek Çalışlar’a erkek dünyasında var olma mücadelesi vermiş iki kadını sordum. Biliyorsunuz, İpek Hanım, Mustafa Kemal Atatürk’la yaptığı fırtınalı evlilikle anılan Latife Hanım’ın ve aktivistliğiyle olduğu kadar Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olmasıyla da tanıdığımız Halide Edip Adıvar‘ın biyografilerini yazdı. İşte onunla Halide Edip ve Latife Hanım’a dair konuştuklarımız… Yaprak Zihnioğlu Nezihe Muhiddin’i […]

Read More

Schopenhauer’a göre zor iş bir kirpinin bir kirpiye sarılması

Alman felsefeci Schopenhauer bir vakitler kirpileri gözlemleyerek insanları, iç dünyalarındaki boşluklarla tekdüzeliklerin buluşturduğunu öne sürmüştü. Schopenhauer’a göre, insanlar ancak sayısız gel-gitler yaşadıktan sonra birlikte olabilecekleri ortak bir noktada buluşabiliyordu. Belki biraz daha detay gerek, anlatayım… Nereden çıktı anlamadım ama konuya bir biçimde siyaset bilimci Isaiah Berlin, edebiyatçı Tolstoy ve tilkiler de dahil oldu. Bence siz […]

Read More

Freud’a göre dünyada 4 çeşit kirpi ve 4 çeşit âşık var

Sigmund Freud’un “kirpi” saplantısını duymuş muydunuz? Şu dikenli ve sevimli hayvandan bahsediyorum. Freud Müzesi’ne giderseniz, Freud’un çalışma masasının üzerinde minik bir kirpi biblosu göreceksiniz. Psikanalizin babasının sağlığında da böyleymiş, kirpi biblosunu bir an bile gözünün önünden ayırmazmış. İşte Freud’un, Schopenhauer’den ilhamla oluşturduğu “kirpi kuramı” ve edebiyat dünyasından birkaç âşık kirpi… Schopenhauer’a göre zor iş bir […]

Read More

William Golding ve “Sineklerin Tanrısı”nın büyük yanılgısı

“Sineklerin Tanrısı”, William Golding’in en önemli eserlerinden. Yazarın Nobel kazanmasıyla büyük üne kavuşan bu eser, ıssız ada deneyimini bambaşka bir yönden ele alıyor, davranışlara ve karakter analizlerine odaklanıyor, dahası masum çocukların bile kendilerini amansız bir hayatta kalma mücadelesi içinde bulduklarında ne kadar vahşileşebileceklerini göz önüne seriyor. Arka kapakta böyle yazıyor. Öyle romanlar vardır ki, etraflarına […]

Read More

Bu kitap cevapları değil soruları önemseyenler için

Hilal Bebek’in kaleme aldığı ve Tara Kitap etiketiyle çıkan “Çemberin Dışı”, okuru hayata dair önemli konuları sorgulamaya, yeni bakış açıları geliştirmeye davet ediyor, değişimin, gelişimin, hayat sapaklarında doğru yolu tutturmanın izini sürüyor. Şahsen yazarın kişisel gelişim kitaplarını eleştirirken söylediği şu cümleye bayıldım: “Düşünün, mutluluk satan bir dükkân sahibi olsanız müşterilerinizin mutlu olmasını ister misiniz?” Doğru soruya […]

Read More

Edebiyatçının TROL olarak portresi: ARTHUR CRAVAN

Sürrealist şair Arthur Cravan otuz bir yaşında Meksika sahillerinde sırra kadem bastığında, kendi ölümünü sahnelediği şeklinde rivayetler dolaşmaya başlamıştı. Ölümünün bile gerçek olmadığının düşünülmesi doğaldı çünkü Cravan bir bakıma günümüz sosyal medya trollerinin yüz yıl önceki karşılığıydı. Şiir de yazsa, dergi de çıkarsa, boks ringine de çıksa öncelikli amacı sansasyon yaratmak, her eylemiyle kendini bir […]

Read More

Edebiyatçının bir marangoz olarak portresi: MARQUEZ

Gabriel Garcia Marquez’in yıllar içinde başta Paris Review olmak üzere birkaç dergiye verdiği röportajlardan çıkardığım bir mini yazma dersi. Yazar adayları ve roman severler için… Daha önce yazmıştım ama bu genişletilmiş hali… Marquez, Paris Review dergisine verdiği röportajda edebiyatçının aslında bir tür marangoz olduğunu söylemiş, nedenini de şöyle açıklamıştı: “Edebiyatçı da, marangoz da sıkı çalışır. […]

Read More

Sadede gelelim: Çeviride eksiksiz sadakat mümkün müdür?

Lawrence Venuti’nin editörlüğünde hazırlanan ve çeviri tarihi araştırmalarında önemli bir kaynak kabul edilen The Translation Studies Reader‘dan daha önceki iki yazıda söz etmiştim. Şimdi üçüncü bir yazıyla bu bir nevi mini çeviri dizisini tamamlıyorum. Şahsi fikrimi baştan söyleyeyim: Güzel olanın sadık da olmaması için hiçbir sebep yok bence, ihtimaller arasındaki en doğru ve güzel ihtimal […]

Read More

Neil Gaiman: “Okuduğum hiçbir kitaptan boşanmadım”

“Amerikan Tanrıları”, “Yokyer”, “Coraline”, “Sandman” ve son olarak “Kırılgan Şeyler”le tanıdığımız Neil Gaiman, yaşlandığı için eskisi kadar kitap okuyamadığından yakınıyor hatta anladığım kadarıyla bu konuda epey dertli. Daha doğrusu dertliymiş. Fakat bir arkadaş tavsiyesi üzerine derhal okuma gözlüğü edinmiş, böylece sorun mucize bir hızla çözülmüş. “Benim için atomun parçalanması kadar büyük bir keşif oldu” diyor. […]

Read More

Nabokov’un çevirmen olarak portresi

Vladimir Nabokov beş yıl çalışarak Puşkin’in 250 sayfalık manzum romanı Yevgeni Onegin’i Rusçadan İngilizceye çevirdiğinde ortaya 1500 sayfalık bir metin çıkmıştı. Uzun açıklamaları ve yorumlarının yanı sıra çeviride uyguladığı stratejiyi ayrıntılı anlattığı makalelerle dikkat çeken bu şerhli çevirinin hikâyesini Nabokov sonradan bir makalesinde anlatmıştı. Meraklısına minik bir tüyo: İngiliz düello kurallarının Rusya’da nasıl uygulandığını, bankacılığı, yahut da […]

Read More