Egoist okur

Tam zamanıdır başımızı doğru yere eğmenin

“Sanırım hayat, AZ bir yere gitti. Her şeyin azı makbul gibi. Az düşün, az sev, azla yarat, az bil, az, az, az… Bu azlığa direnenler, ‘işe yaramayan insanlar’ durumuna düştü. Şizofren, duygusal, romantik, manik, bırakın kendi haline… durumuna düşürüldü. Azlıkları fazla olanla baş edilemezdi. Her şey sıradanlaştırıldığı gibi, zorlaştı da böylece. Sevinçlerin, gülüşlerin bile kontrol […]

Read More

Neden fantastik edebiyat?

Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği Fabisad nihayet resmen kuruldu. Ben de bu vesileyle dernenz üyelerinden bazılarına gittim ve fantastik edebiyatı sordum.  İşte Altay Öktem, Barış Müstecaplıoğlu, Doğu Yücel, Hakan Bıçakcı, Ahmet Öz, Yiğit Değer Bengi ve Aycan Aşkım Saroğlu’nun söyledikleri… Barış Müstecaplıoğlu (yazar) “Tarih hayal gücünün yarattığı devrimlerle dolu” Hayal gücü ve yaratıcılık, bir toplumda […]

Read More

Zeki Müren ve deliliğimizin zenginliği

Deniz Durukan’ın Hatice Meryem’in Beyefendisi’ne dair yazdığı yazıda Arkadaş Z. Özger’in bir şiirinden bahsediyordu. “Güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum/ Düşüvericek ellerinizden ve/ Bir gün elbette/ Zeki Müren’i seveceksiniz. (Zeki Müren’i seviniz)” diye bitiyordu şiir. Okuyunca Vivet Kanetti’nin mücevher değerindeki Deli Ruh kitabındaki bu yazıya koştum.  Kanetti’nin Zeki Müren portresi ilk okuduğumda beni büyülemişti. Her şeyi kusursuz […]

Read More

Burroughs, Ginsberg, Kerouac ve diğerleri: JUST BEAT IT!

“Aynı kitabın iki ayrı yayınevinden yayınlanmasına çok sık rastlamışızdır da, iki ayrı yayınevinin tek bir kitabı yayımlamak için bir araya gelmesi pek sık rastlanan bir durum değildir.” Sel Yayıncılık ile 6.45’in bir araya gelerek yayınladığı Beat Kuşağı Antolojisi bu açıdan da dikkate değer. Ama sadece o değil. “Beat” sözcüğü bizim ülkenin yasaklı sözcüklerinden biir artık. […]

Read More

Metin Kaçan öldü. Yaşasa “Rüyalar Kitabı”nı yazacaktı…

İntihar. Yazması kolay, telafuz etmesi çok zor kelime. Bu kaçıncı, ben de bilmiyorum. Öyle dayanıklılık eşiği falan da yükselmiyor insanın, zamanla… Halim yok, diyeceğim sadece şu: Bir yazar en çok okunmak ister. O yüzden size Ağır Roman’ı, Fındık Sekiz’i, Harman Kaplan’ı, Adalara Vapur’u, Cervantes’in Yeğeni’ni; yani Metin Kaçan’ın eserlerini, sesini, dilini hatırlatacağım. Gülenay Börekçi Rüyalar […]

Read More

Camilla Läckberg’den Polisiye Okulu 4: DİYALOG

Evet, havadan yani bir hiçten karaktere benzer bir şey elde ettiniz. Yeni bir arkadaş edinmek gibi, öyle değil mi? Fakat romanlarda, hele polisiye romanlarda ilgi çekici karakterler yaratmak romanı zevkle okutmaya yetmez. Bütün o karakterlerin konuşmaları, birbirleriyle diyaloga girmeleri de gerekir.  Bu, üzerinde ciddiyetle çalışmanız gereken bir konudur. yeterince zaman ve enerji harcarsanız, emin olun polisiye roman […]

Read More

Deborah Harkness: “Tarih dedikleri dedektiflik, roman ise simyanın ta kendisi”

Şu sıralar yayıncılık dünyasındaki en popüler karakterler cadılar. Üstelik masallardan bildiğimiz cadıların aksine 21. yüzyıl cadıları güzel, masum, iyi kalpli ve neşeli… Anlaşılan 17. yüzyılda Salem’de kurulan ve binlerce genç kadının yakılmasıyla sonuçlanan cadı mahkemelerinin intikamı nihayet alındı ve görünen o ki cadılar beraat etti. Cadılı kitaplar arasında en dikkat çekici olansa bir aşk hikayesi, […]

Read More

Hikmet Hükümenoğlu’nun güzel kapaklı, güzel baskılı, resimli, bol dipnotlu kitap tutkusu

04:00, 47 Numaralı Kamara, Küçük Yalanlar Kitabı ve Kar Kuyusu gibi kitapların -benim için- esrarengiz yazarı Hikmet Hükümenoğlu Egoist Okur’un bu yeni bölümünün sorularını çok eğlenceli bulduğunu söyledi ama bence eğlenceli olan esas onun cevaplarıydı. Misal… Ben “Hiç yaramaz seçimleriniz oldu mu?” diye soruyorum, o “Sürekli yaramaz seçimler yapıyorum ama hiç yaramazlık gibi gelmiyor” diye […]

Read More

Edebiyatçıların yeni gözbebeğinden Nabokov’lu rüyalar

İranlı genç yazar Lila Azam Zanganeh, entelektüel çevrelerin yeni gözbebeği, edebiyat dünyasının parıltılı poster kızı. Umberto Eco, Salman Rushdie ve Orhan Pamuk gibi büyük yazarlarla arkadaşlık eden Zanganeh, Nabokov’a göre mutluluk kavramını anlattığı ilk kitabı The Enchanter’ın kazandığı başarı üzerine şimdi bir kısmı İstanbul’da geçen ilk romanını yayımlamaya hazırlanıyor… Zanganeh’in Nabokov’la benzeyen yanları da var: İkisi […]

Read More

Seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor…

Arzu Akgün’ü tanıyosunuz, epeyce derin ama aynı zamanda oyun seven bir ruhu var. Bir yazı göndermeden önce şöyle diyor mesela: “Dört kelime söyleyeceğim, seç birini.”  Düşünüyorum, göz mü, ruh mu, mekan mı, aşinalık hissi mi? Veriyorum cevabı, yazı ona göre geliyor. Ama bu kez öyle olmadı. Arzu fal seviyor. Benim de fal sevdiğimi, dahası “seviyor, […]

Read More

Vampirler ve tekinsiz aşk romanları

Alacakaranlık. Şehir Ölüsü. Gündüz Ölüsü. Lanetli Sevgili. Uğursuz. Müthiş ve Korkunç Güzel. Vampir Akademisi. Kemikler Şehri. Ölümcül Oyuncaklar. Aşk ve Gurur ve Zombiler. Gaddar birkaç korku filmi diye mi düşünüyorsunuz? Fena halde yanıldınız. Bunlar, günümüz genç kızlarının iç geçirerek okuduğu, okuduktan sonra hayallere daldığı yeni jenerasyon aşk romanlarından sadece birkaçı. Gülenay Börekçi Kahramanları vampirler ve […]

Read More

İslamiyet öncesi putlar günışığına çıktı

Geçen hafta gazeteci Murat Bardakçı’nın Nurhan Atasoy ve Erhan Afyoncu’yla birlikte sunduğu ve cumartesi geceleri ayakta durmamızın yegane sebebi olan Tarihin Arka Odası programını seyrediyordum. Bir ara Washington DC’de açılan bir sergiden bahsedildi. Smithsonian Müzesi bünyesindeki Arthur M. Sackler Gallery’de açılan Arabistan Yolları sergisinde o toprakların binlerce yıllık kültürel zenginlikleri sergileniyormuş. Hem de antik dönemlerden […]

Read More

Nursel Calap’tan hikaye tadında şarkılar

Kendisi, her şeyden evvel Ali ve Ayşegül’ün annesi, sonra Önce Kitap’ın kurucusu. Editör aynı zamanda ve düzeltmen… Ama aslında okur, okur, okur. Kendi deyişiyle, “işte hayatı budur!” Nursel Calap, on yılı aşkın süredir yayın dünyasında kan, ter ve gözyaşı akıtıyor, o yüzden ismine bugüne dek birçok kitabın künyesinde rastlamış olmanız yüksek ihtimal. Çeşitli internet sitelerinde […]

Read More

Nazan Bekiroğlu: “Aşk hem ödül hem ceza, hem mükemmel hem kusurlu”

Havanın savaş ve göç koktuğu yıllar… Balkan Savaşı başlamak üzere. Güneşin koyulaştığı bu zamanlarda Trabzon-Tebriz-Tiflis-Batum-Bakü-İstanbul hattında geçen Tebrizli delifişek halı tüccarı Setterhan’la Trabzonlu Zehra’nın kavuşma hikayesini anlatan ve içinde üç aşkın geçtiği müthiş bir roman Nar Ağacı. Daha çok röportaj yapmasını istediğim sevgili arkadaşım Aycan Aşkım Saroğlu, Nazan Bekiroğlu’yla otobiyografik özellikler taşıyan romanını, bir şehzade […]

Read More

Camilla Läckberg’den Polisiye Okulu 3: KARAKTER

Olay örgüsünü, entrikayı, suç unsurunu konuştuk. Bütün bunlar iyi, güzel ama eğer enteresan ve inandırıcı karakterler yaratamazsanız, romanınız bir şeye benzemez. İşin güzel yanı, polisiye roman yazmanın en eğlenceli yönlerinden bir tanesi de karakter yaratmaktır. Bu da kendi zihninizde yarattığınız bir dünyayı çeşitli ruhlar ve bedenlerle zenginleştireceksiniz demek oluyor.  Onları yeterince eğlenceli ve ikna edici […]

Read More