Teoman: “Edebiyatta da hayatta da kırık dökük şeyleri seviyorum”

Teoman’la tanıştığımız günün üzerinden çok zaman geçti. Müzikte adını yeni yeni duyuruyordu. Röportaj yapmak için Cihangir’deki evine gittiğimde, bıkkın bir ifadeyle siyah-beyaz bir İtalyan filmi seyrediyordu. Ekrana gözüm iliştiğinde, altyazı falan görememiştim; İtalyanca da bilmiyormuş. “Eh, o zaman niye?” diye sormuştum haliyle. Bilmediği bir dilde film seyretmek ona daha eğlenceli geliyormuş. “Hikayeler uydurup diyaloglar yazıyorum. […]
Read MoreJo Nesbo: “Polisiye yazmak, bir çeşit punk rock yapmaktır”

Polisiye edebiyatın yıldız yazarı Jo Nesbø, her yerde çalışabilme yeteneğini ve hikaye anlatmanın neden şarkı yazmaya benzediğini anlattı. Bilmeyenler için açıklayayım: Nesbø 1990’lı yılların başından beri Di Derre adlı bir müzik grubunun üyesi. Ne tarz müzik yaptığını videoda izleyebilirsiniz. Suçun ve cezanın edebiyatı: 19+ polisiye tavsiyesi “Sanki hikaye havada başıboş dolanıyormuş da ben öylece uzanıp […]
Read MoreSima Özkan’la kitaplar hakkında konuştuk

Sima Özkan’ı çevirmen olarak tanıyoruz. Bugüne dek, Neil Gaiman, Emily Gravett, Isol, Steve Antony, Claire Freedman, Julia Donaldson ve Marion Deuchars yazarların eserlerini aktardı dilimize. Temiz, Bir Daha!, Dinozorlar Don Sever ve tabii sonrasında tüm don severler serisi, Uzay Denen Karanlık, Bob ve Gaga Sanatı çevirilerinden bazıları. Bir de elbette kendi yazdığı kitaplar var. Bunlardan […]
Read MoreJohn Berger, ölüme meydan okurken

Bu yazı yazar, şair, romancı, ressam ve iyi insan John Berger‘in “Görme Biçimleri” adlı kitabındaki bir anekdottan yola çıkarak yazıldı. Hayata, ölüme ve sanata dair. İsimsiz heykeller kenti İstanbul Berger ve Kokoschka anekdotları vesilesiyle bir başka ressamın, Cezanne’ın söylediklerini hatırlayalım: “Dünyanın yaşamından bir dakika geçiyor, onu olduğu gibi resmedin.” Ölüme meydan okuyanlar John Berger ve […]
Read MoreBakalım, görelim, biraz da uçalım: 10 kitap, 10 bakış

Hayatım, Marc Chagall. Zygmunt Bauman ile Söyleşiler, Keith Tester. Kedi ve Fare, Günter Grass. Yeniden Anımsanan Savaş, Geoff Dyer. A’dan B’ye ve Gerisin Geriye, Andy Warhol. Theo’ya Mektuplar, Vincent van Gogh. Faşizm Kehanetleri, George Orwell. Simone de Beauvoir Aramızda, Julia Kristeva. Sosyalizm ve İnsan Ruhu, Oscar Wilde. İşte Leonardo Da Vinci, Joost Keizer. Hepsini hararetle tavsiye ederim. 8 KİTAP: Aşkın kırmızısı, siyahı, edebiyatı Hayatım, Marc […]
Read MoreYAPRAKLAR EVİ: Deneysel ve edebi pop kültür

Geçen ay uzun roman okumayı sevmediğimi yazmış hatta destekçi olarak yanıma Anton Çehov, Saul Bellow ve Ian McEwan’ı almıştım. (Linki aşağıya bıraktım.) İşe bakın ki bu ay Monokl Yayınları’ndan çıkan Yapraklar Evi’ni yazıyorum. Uzun mu? Çok uzun. Sevdim mi? Eh, pek sayılmaz. Daha ziyade yazarının, çevirmeninin, tasarımcısının, yayınevinin çabasına saygı duydum. Gülenay Börekçi Uzun roman […]
Read MoreMaksim Gorki’nin sipariş üzerine yazdığı şahane kitap

Koleksiyon yapmayı sevmeyen biri olarak tek takıntım, bir dönem Sovyetler Birliği’nde yayınlanmış çocuk kitapları. Esas beğendiklerim, 20’lerde, 30’larda çıkanlar ama sonraki yıllarda yayınlananlara da itirazım olmaz. Bu sonrakilerden biri de Maksim Gorki’nin bir sahafta bulduğum masal kitabı oldu. Şenlikli illüstrasyonlarından dolayı görür görmez sevdim. Hikayesini öğrenince daha da çok sevdim. Anlatayım… Gülenay Börekçi Peter Newell’dan […]
Read MoreJacques Prévert imzalı çocuk kitabı: “Küçük Eşek Bim”

Prens Mesud, Abdullah’ın Bim adlı sevimli mi sevimli eşeğini çalar, çalmakla da kalmaz zavallı eşeğin kulaklarını kesmeye, onu soytarı gibi boyamaya kalkar. İşin kötüsü, Bim’i kurtarayım derken Abdullah yakalanıp hapse atılır. Neyse ki sonradan pişman olan Mesud, kötülüğünü affettirmek için Bim’le Abdullah’ı serbest bırakmaya karar verir. Ama iş işten geçmek üzeredir, çünkü Mesud’un Bim’i çoktan […]
Read MoreMarion Deuchars’a göre kendini sevme sanatı

Bob onun adı. Tüm kuşlar gibi bir kuş o da. Kendinden de pek memnun, kendiyle barışık. Ama bacakları sıska mı sıska! Kendisi bunun farkında bile değil üstelik. Diğer kuşlarsa acımaz mı acımasız! Bob’u küçümsemek, onun sıska bacaklarıyla alay etmek ne kadar da eğlenceli geliyor onlara. Ve Bob, kendine saygılı bir kuş da olsa, tüm kuşların […]
Read MoreJoyce, Dickens, Hardy ve Lawrence’la düşsel buluşmalar

Tim Parks New Yorker için James Joyce, Charles Dickens, Thomas Hardy ve D.H. Lawrence’la tanışmanız, buluşmanız halinde yaşayacaklarınızı yazmış. Ama tabii söz konusu edebiyatçılara pek de sevecen davranmamış. Yerden yere vurmuş onları, karakterlerinin en berbat, en dayanılmaz, en pislik özelliklerini ifşa etmiş. Hepsini çok sevdiğim yazarlar olduğu için, başta biraz bozulduğumu, Parks’ın neden böyle yaptığını […]
Read More