Egoist okur

Ursula K. Le Guin: “Bu yaşımda, yapmadığım hiçbir şey beni utandıramaz”

Kütüphanesine gizlice süzüldüğümüz yazarlardan biri de “Mülksüzler”, “Yerdeniz Büyücüsü”, “Aya Tırmanmak”, “Lavinia” ve “Dünyaya Orman Denir” adlı kitapların yaratıcısı Ursula K. Le Guin oldu. Onun Neil Gaiman gibi okuma gözlüğü kullanıp kullanmadığını bilemiyorum ama bu röportajıyla kitap kulüplerine karşı önyargılarımı yerle bir ettiğine şüphe yok. Meğer Ursula’mız da amatör bir kitap kulübüne üyeymiş ve her […]

Read More

Yıldız Kenter: “En zor rol şimdi oynayacağım roldür”

Selim İleri 2005’te Yıldız Kenter’le bir röportaj yapmıştı, biz de Picus dergisinde yayınlamıştık. Sahnelerimizin o en parlak yıldızını bu röportajla anmak istedim, yanında en sevdiği dostlarından biriyle… (Bilin isterim, bu zarif röportajın satır aralarında bazıları can yakan, bazıları büyüleyici öyle önemli ayrıntılar var ki. Tek sazıyla nasıl bir orkestra haline geldiğini de anlatıyor, Türkiye’deki aydın […]

Read More

Yıl 1912… Peter Newell, devrim yapmaya devam ediyor

Geçen sene çok sevdiğim bir kitaptan, Peter Newell’ın imzasını taşıyan 1908 tarihli “The Hole Book”, yani “Delik Kitabı”ndan bahsetmiştim. İsteyen resimlerine baksın, isteyen de bir arşivde rastladığım dijital versiyonunu okusun diye. (Linki buraya bırakayım.) Şimdi Peter Newell’ın 1912 tarihli bir başka kitabını koyayım siteye dedim. Adı, “The Rocket Book”, yani “Roket Kitabı”. İlk kitapta bir silah […]

Read More

En güneşli ütopyanın üzerinde bile baskıcı bir gücün gölgesi hep var

Dünyanın geleceğine dair kurulmuş aydınlık ve karanlık hayallere, ütopyalara ve distopyalara bakıyoruz bu yazıda. Ve görüyoruz ki en güneşli ütopyaların üzerinde bile baskıcı bir gücün, bir çeşit toplum mühendisliği çabasının gölgesi duruyor hep. Bu kitaplarda birilerinin ideali daima ötekilerin yıkımı, bir grubun aydınlığı mutlaka ötekilerin karanlığı oluyor. Kısacası ütopyaların peşindeki ısrarlı yolculuklar mutluluk getirmiyor. Murathan […]

Read More

“Neden saklayayım, ben düpedüz hazcı bir okurum…”

“Neden saklayayım ki, ben düpedüz hazcı bir okurum. Sevdiğim, tat aldığım şeyleri okumak isterim. Yine de bazen görev okumaları dönemim olur. Bir de inat okumalarım vardır. Sırf inattan Ulysses’i baştan sona okumuşumdur. Tristram Shandy’yi de inat ede ede okudum.”

Read More

İnternetten toplanan kaç cümle bir kitap eder?

Şair T.S. Eliot’ın bir sözü var. “Olgunlaşmamış şairler taklit eder, olgun şairler çalar. Kötü şairler aldıklarını tahrif eder, iyi şairlerse onu kusursuz, en azından bambaşka bir şeye dönüştürür.” Bu sözü tersinden anlayarak uygulayanların sayısı giderek artarken biz de biraz intihal vakalarına bakalım madem. Unutmadan, intihal meselesini ele alırken niye sadece Peyami Safa, Reşat Nuri Güntekin, […]

Read More

A’mâk-ı Hayal yeniden, Burak Dak’ın illüstrasyonlarıyla

“Ben niyet ettim ki bu hayatı; dünyaya niye geldiğimizi, ne olacağımızı, bizi göndereni anlamadan terk etmeyeyim. Ah ne olurdu ki bu suallere ben ispatî veya inkârî birer cevab verebileyim!” Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi, dağılıp parçalanmış bir insanın tasavvufi olgunlaşma hikâyesini çok katmanlı edebi bir biçimle anlatırken okuru hayali ve hakiki yolculuklara çıkarıyor. Tasavvufi, felsefi, sosyal ve […]

Read More

Tek başına çay içilmez

Gary Snyder der ki: “Kirlenmeyi ve dağılmayı sevenler vardır. Gözlerini açar açmaz kahveye sarılır, geceyi birayla tamamlarlar. Temiz kalabilenler, kendilerinin ve diğer her şeyin değerini bilenler ise güne sütle başlayıp geceye meyve suyuyla son verirler. Bir de iki türlüsünü de sevenler, ikisi birden olanlar vardır; onlar çay içerler…” Gary Syder’ın kim olduğunu bilmiyorsanız okuyun. Bu […]

Read More

Ağaçlar da güler ağlar, konuşur

Ebru Akkas Kuseyri, “Turuncu Teyze”nin ardından yazdığı ikinci kitapla küçük okurlarının karşısında. Ağaç alfabesi adını taşıyan ve iranlı çizer Vaghar Aghaei’nin resimlediği kitap tekerleme misali oyuncaklı manzum hikayelerden oluşuyor. Bu minik hikayeler hem ağaçların gizli dünyasına dair ipuçları veriyor hem de ahenkle bir araya gelen kafiyeli kelimeleriyle çocuklar için okumayı deneyimini bir oyuna dönüştürüyor. Kuseyri’ye ağaçları konuşturduğu kitabını ve ilham kaynaklarını sordum…

Read More

“Bütün işi gücü yaşamak olan” sincap anneannenin sihirleri

Yasemin Eğinlioğlu, “Sincaplar Ülkesinde Sincap Anneanne” adlı kitabında çocuklara geçmişe dönebilecekleri bir Hatıralar Sineması ile geleceğe gidebilecekleri bir Zaman Makinesi armağan ediyor. Sevmenin, sevilmenin, kendi gibi ve iyi bir insan olmanın yolu önlerinde açılsın diye…

Read More

Adorno’dan Cioran’a parçalanmış edebiyat

Paul Valery, bir kitap hakkında makale yazmak için o kitabı karıştırıp sayfalarına şöyle bir göz atmanın yeterli olduğuna inanıyor, hatta bazı kitaplar söz konusuysa yazmadan önce okumanın sayısız sıkıntılar yaratabileceğini düşünüyormuş. “Eleştirisini yapacağım bir kitabı asla okumam, insan etkileniyor” diyen Oscar Wilde ise, bir kitabı okumak için en uygun sürenin altı dakika olduğunu, bu süre uzarsa okuma sürecinin zihnimizde kendi otobiyografimizi yazma sürecine dönüşebileceğini öne sürüyormuş. New Yorker yazarı Mark O’Connell da benzer şekilde düşünüyor günümüz okurunun bildiğimiz edebiyata, daha doğrusu başı, sonu, ortası olan standart romanlara değil, fragmental kitaplara ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Bir bakmaya değer…

Read More

Selim İleri: “Bugünün romanıyla ilgili büyük endişem şu: İnsan acısı yok!”

37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı olması vesilesiyle çağdaş edebiyatımızın büyük ustası Selim İleri’nin iki romanı arka arkaya yayımlandı, bir de fotoğraflı bir anılar kitabı. Romanlar birer “yalnızlık haykırışı”… Kumkuma bir dönem “Şair-i Azam” olarak anılan ve yere göğe sığdırılamayan ama sonra hızla unutuluşa terk edilen Abdülhak Hamid Tarhan’ın 21’inci asrın İstanbul’una bir hayalet […]

Read More

Selim İleri: “Bu filmi mutlaka seyretmenizi rica edeceğim sizden”

Selim İleri sohbetinde bir arkadaşımın sorusunu da götürmüştüm yanımda. İşte o soruyu yönelttiğimde, Selim İleri‘yi de, Türkan Şoray’ı da daha fazla sevmeme yol açan bir an yaşandı. Röportajın bu kısacık bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum. Röportajda bahsi geçen filmin YouTube’da bulduğum bir kopyasını da sona ekliyorum. “Bugünün romanıyla ilgili büyük endişem şu: İnsan acısı yok!” “Benden […]

Read More

Çernobil’den Sealand’e gerçek görünmez kentler, ülkeler

“Yıktığımız bu yer köy sayılmaz, sonuçta hiçbir haritada yok” diyen mi istersiniz, “4 kişilik krallık da krallıktır sonuçta” yargısına varan mı? Feng-shui’ye uygun tasarlanmış bir şehircilik felaketi mi, 1000 yıl sonrasına kadar “sanki dün gibi” kalacak şehir mi? Lanetli beldeler, cehenneme benzeyen cennetler ve daha neler neler… Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap “Harita Dışı”. […]

Read More

YABANIN ÇAĞRISI’nın efsane yazarı Jack London’la röportaj

Öykü ve roman yazarlığının yanı sıra boksörlük, sendikacılık, insan ve hayvan hakları savunuculuğu, gazetecilik, yayıncılık da yapan Jack London’ın en önemli iki yapıtı Turkuvaz Kitap’tan çıktı. “Yabanın Çağrısı”, ehlileşmiş bir köpeğin ruhunun derinliklerinden gelen çağrıya uyarak yabanıl hayata dönmesi konu ediyor. “Beyaz Diş”te ise London hikayeyi tersine çeviriyor, yani yabanıl bir köpeğin insanlarla tanıştıktan sonra […]

Read More

Güzel haber: İstanbul Ansiklopedisi arşivi erişime açılıyor

Epey önce yazmıştım, İstanbul Ansiklopedisi’nin yeniden yayınlanması gerektiğini. Dileğimi SALT duydu :) Dünyanın en güzel haberi… SALT ve Kadir Has Üniversitesi’nin iş birliğiyle başlatılan üç yıllık bir projeyle Reşad Ekrem Koçu’nun yarım kalmış İstanbul Ansiklopedisi’nin basılı 11 cildi ve yayımlanmamış ciltlerinin içerik çalışmalarına dair binlerce belge dijital ortama aktarılıyor. Mesela bu gördüğünüz karede, Reşad Ekrem Koçu’nun […]

Read More

Alain de Botton’a göre sanat nasıl iyileştirir?

Herkes sanattan söz ediyor ama sanatın ne işe yaradığı meçhul. Tamam, koleksiyonerler, galeri sahipleri, yayıncılar ve daha bir sürü profesyonel için önemini anlıyoruz. Ama bir sanat eseri ona hayranlık duyan kişide ne gibi bir değişime yol açar, işte o biraz belirsiz. “Terapi Olarak Sanat”ın yazarı Alain de Botton ise, sanatın kusurlarımızı düzeltmemizde, en sıradan ikilemlerimizi […]

Read More

Afarin Sajedi’den şişmiş gözler, kırmızı burunlar

Kırmızı burunlar, şişmiş gözler, alına saplanmış çatallar ve balıklar… Şirazlı ressam Afarin Sajedi yıllardır tuval üzerine akrilik ya da yağlıboya çalışarak olağanüstü güzel, kırılgan, cesur kadın imgeleri yaratıyor. Görünce aşık olduğum resimlerine siz de bakmak ister misiniz? Osmanlı Devri’nin süper kahramanları Ressamın işlerini şahsi web adresinden takip edebilirsiniz. Şişmiş gözler, kırmızı burunlar ve balık kayganlığı […]

Read More

Giyin + düşleyin: Küçük Prens esintili şahane koleksiyon

Küçük Prens bana göre çocuk kitabı değil. Çocuk kitaplarını önemsiz bulduğumdan değil, bu kitabın olağanüstü güzel bir aşk hikayesi anlattığını hissettiğimden… (Onu ölümünden bir yıl önce yazan ve aslında biricik kahramanımızın ta kendisi olduğuna inandığım Saint Exupery’nin hikayesini buradan okuyabilirsiniz. Hatta Küçük Prens’teki bir paragrafın kitabın ülkemizdeki kaderini nasıl etkilediğini merak ediyorsanız, şunu da okuyabilirsiniz.) Gelelim Gabriel […]

Read More

Peter Newell’dan “devrimci” bir çocuk kitabı

Çok sevdiğim bir kitaptan bahsedeceğim size. Geçen hafta Instagram sayfamda takipçilere anlatmıştım ama Egoist Okur’da da olmalıydı. Kitabın adı, “The Hole Book”, yani “Delik Kitabı”. 20. yüzyıl başlarında yaşayan ve benim resmen âşık olduğum bir çizerin, Peter Newell’in imzasını taşıyor. Yani yazan da, çizen de, tasarlayan da o. Tasarım açısından son derece devrimci olan bir […]

Read More

İnsana kibrini ve zayıflığını gösteren çocuk klasiği

İngiliz yazar Kenneth Grahame’in çocuklar için yazdığı “Söğütlükte Rüzgar”ı okudunuz mu? Bu kitap bir masal, kahramanları da yabanıl ormanda yaşayan türlü çeşit minik hayvan, mesela iyi huylu Köstebek, fedakâr Fare, kendini beğenmiş Karakurbağası ve huysuz Porsuk… İyi huylu Köstebek, bir sabah bahar temizliği yapmaktan sıkılıp süpürgesini bir kenara atar. Yeşil kırlarda amaçsızca dolaşırken nehir kıyısında […]

Read More

Julio Cortázar: “İnsan yazmak için yaratılmışsa, yazar…”

Latin Amerikalı yazarlar arasında en sevdiğim şüphesiz Julio Cortázar. Aşağıda Seksek, Gözlemevi, Öteki’nin Rüyası, Andres Fava’nın Güncesi gibi kitapların yazarı Cortázar’ın Paris Review dergisine verdiği röportajdan parçalar bulacaksınız. Fantastiğe yakınlığının sebebini, edebiyatın onun için ne zaman bir oyuna dönüştüğünü, nasıl yazdığını, amatör trompetçi olduğuna dair söylentilerin neden kaynaklandığını, hayatla yazmak arasındaki ahengi nasıl kurduğunu, şöhretle nasıl […]

Read More

Paul Tremblay: “Kitabım en sevdiğim korku romanlarına yazılmış bir aşk mektubu”

Başka birçok önemli ödülün yanı sıra “Bram Stoker Romanda Üstün Başarı Ödülü”ne de layık bulunan “Kafamdaki Hayaletler”in yazarı Paul Tremblay’in aldığı en büyük ödül, türün yaşayan en büyük ustası Stephen King’in hayranlığını kazanması elbette. Kitabı okuyunca, “Korkuyu iliklerime kadar hissettim ve bilirsiniz beni korkutmak zordur” demiş King. Tremblay ilki gibi yine Numen Yayınları’ndan çıkan ve […]

Read More