Egoist okur

Paul Auster’a neden kızgınım?

David Lodge’un Bir Kadının Portresi, Yürek Burgusu, Güvercinin Kanatları ve Washington Meydanı’nın yaratıcısı Henry James’ten bahsettiği romanı Yazar, Yazar’ı hatırlayalım. Lodge, Henry James’in tanıştığı insanları, bilhassa kadınları yazarlık hırsları uğruna nasıl kullandığını, onların zaaflarıyla kusurlarını nasıl ifşa ettiğini anlatıyordu. Çevresindekileri romanlarına malzeme olsunlar diye kışkırtmayı ihmal etmezken James’inaklında tek bir fikir oluyormuş: “Acaba bundan iyi […]

Read More

Milan Kundera ve Marcel Proust’la bazı mühim konular

“Yavaşlığın keyfi neden yitip gitti? Ah, nerede geçmişin aylakları?” diyen Milan Kundera ve “Ölüme sandığımızdan daha yakın olduğumuzu bilseydik, hayat bize harikulade görünmeye başlardı” diyen Marcel Proust’a danışalım bazı konuları… Hem tatil yeri hem okul hem de hapishane… Proustvâri!Marcel Proust’tan KÖTÜ MÜZİĞE methiye “Ânı yaşamayı sevmek için felakete gerek yok” Açıkçası bugüne dek başka türlüsüne […]

Read More

Eve musallat olan hayalet değil, siyaset

Hayalet hikayesini andıran bir siyasi roman yazan Jenny Erpenbeck’le tanışmamızın zamanı geldi… Gölün Sırrı İspanyol Edebiyatına inanmayan İspanyol yazar: Javier Marías Eve musallat olan hayalet değil, siyaset Gölün Sırrı, Gidiyor, Gitti, Gitmiş ve Bütün Günlerin Akşamı adlı kitapların yazarı Jenny Erpenbeck, 1967yılında Doğu Berlin’de dünyaya geldi. Gençlik yıllarında bir süre eğitimini aldığı bir konuda çalıştı, […]

Read More

Öldükten sonra da yazmaya devam eden V. C. Andrews

Tekinsiz evler, zehirli ot bahçeleri, tuzaklarla dolu odalar, kilitli kapılar, bastırılmış arzular, sırlar, yalanlar, korkunç aileler, kızlarına şehvetle bakan babalar, çocuklarını aç bırakan anneler, torunlarını zehirleyen anneanneler, tavan arasına hapsedilen çocuklar, şiddet, tecavüz, ensest, acı… Büyük Amerikan ailesinin çürümesi ve çöküşü… Bildiğim en tuhaf yazarlardan biri olan ve zaten gerçekliğinden de emin olamadığım V. C. Andrews’in ilk […]

Read More

Karamazov Kardeşler’i Nietzsche yazsaydı?

Hayır, hayır, yanlış görmediniz. Ama tabii böyle bir kitap aslında yok. Kapağı Pierre Bayard’dan ilhamla ben hazırladım. Ama düşünmeye değmez mi? Sahiden de Yabancı’yı Camus değil Kafka, Rüzgâr Gibi Geçti’yi Margaret Mitchell değil Tolstoy yazsaydı, Potemkin Zırhlısı filmini Eisenstein değil Hitchcock çekseydi bize ne olurdu? Peki, Ya Eserler Yazar Değiştirseydi? “Ulysses”i okumadım ve bundan utanmıyorum! Karamazov […]

Read More

Yazarın “maceracı” olarak portresi: Jerome K. Jerome

Joseph Conrad’ı, Jack London’ı, Ernest Hemingway’i biliyoruz. Ama ben size onlardan daha maceracı bir seyyahtan söz edeceğim. Büyük mizah ustası Jerome K. Jerome hem andığım edebiyatçıları hem de dünyanın gizli saklı köşelerini ve zorlu güzergâhlarını dolaşan seyyahları şaşırtacak türden, bambaşka bir gezi rehberi kaleme aldı: “Bir Kayıkta Üç Kafadar” adlı, roman formunda yazılmış ve bugün hâlâ […]

Read More

Yazarı tutsakken yazılan bir gezi kitabı

Harikulade bir kitaptan, Susan Sontag’ın “Şimdiye kadar yazılmış en canlı, en orijinal otobiyografik anlatılardan biri,” olarak tarif ettiği bir minör başyapıttan bahsedeceğim bu yazıda. Xavier de Maistre’in “Odamda Yolculuk”unu okumamış olmak bir kayıp. Odamda Yolculuk Yazarın “maceracı” olarak portresi: Jerome K. Jerome Odamda Yolculuk, Xavier De Maistre, Sel Yayınları Yazarı tutsakken yazılmış çok acayip bir gezi kitabı […]

Read More

Richard Brautigan’ın başlattığı şiir ve tohum hareketi

1960’ların alışverişten ve özel mülkiyetten arınmış bir toplum hareketi olan Diggers belki başarılı olmadı ama Amerikalılara hiç değilse bir şeyi öğretti: Tohumların korunmasının her zamankinden daha önemli olduğunu. Beat Kuşağı şair ve yazarları arasındaki en ilginç isimlerden biri olan Richard Brautigan’ın “Please Plant This Book” adlı altıncı şiir kitabına birkaç yıl önce Paris’te bir sahaf […]

Read More

Yalom’dan Estes’e, Frankl’dan Geçtan’a “yaralı şifacılar”

“Sadece yarası olan bir şifacı hakikaten iyileştirebilir…” Engin Geçtan’dan Clarissa Pinkola Estes’e, Viktor E. Frankl’dan Irvin D. Yalom’a psikiyatriyi edebiyatla buluşturan yazarlara, “yaralı şifacılara” bakıyoruz… Engin Geçtan: “Gölgenin olduğu yerde hayat vardır” Ufkunuzu açacak 7 kitap: Kurtlarla Koşan Kadınlar ve diğerleri Yaralı şifacı ve Irvin D. Yalom Geliyoruz varoluşçu psikiyatrinin önde gelen temsilcilerinden Irvin D. […]

Read More

Arthur Cravan sanat dünyasını nasıl dolandırdı?

Cravan’ın şu hep -biraz da abartılı ve anladığım kadarıyla kesinlikle gerçekle alakası olmayan bir romantize etme haliyle- denildiği şekilde “saldan hallice” teknesiyle açıldığı okyanusta boğulmuş olması mümkün tabii. Korsanların eline düşüp onlar tarafından öldürülmüş olması da… Gene de insanız işte, daha etkileyici hikâyeler okumak istiyoruz. İşte bu konuda anlatılan en etkileyici hikayelerden biri. Üstelik gerçek de olabilir.  […]

Read More

Kâtip Bartleby, yaratıcısı Melville’in ta kendisi miydi?

Herman Melville, Paul Auster, Stephen King, Jorge Luis Borges ve Kurt Cobain… Ortak noktaları neydi sizce? Tabii ki günümüzde pasif direnişin, sivil itaatsizliğin simgelerinden biri sayılan Kâtip Bartleby. Peki bu epeyce karanlık uzun öyküsün esas karakteri gerçekte kim? Melville bu mücevher değerindeki eserde kendini anlatmış olabilir mi mesela? “Ben yapmadım o yaptı!” romanları Jorge Luis Borges, Stephen King, […]

Read More

“Ben yapmadım o yaptı!” romanları

Freud’un bilinçdışını, içerideki karanlığı, ruhun dipsiz kuyularını keşfetmesinden çok önce Dostoyevski “Öteki” adında küçük ama çok etkili bir roman yazdı. Ardından Andersen, “Gölge”yi kaleme aldı. Stevenson’ın “Dr Jekyll’i ve Wilde’ın “Dorian Gray’in Portresi” romanları geldi sonra. Ama FluTV’deki Nevzat Kaya’lı bölümlerden birini izlerken Edgar Allan Poe’nun William Wilson’unu öğrendim. Benzer bir hikayeyi meğer Poe herkesten önce, […]

Read More

Edebiyatçının bir günlük yazarı olarak portresi

Günlüğün kökenleri epeyce gerilere, binlerce yıl önce tacirlerin alıp sattıklarını, çiftçilerinse ekip biçtiklerini kaydettiği defterlere kadar uzanıyor. Geçmişte şahsi birer istatistik oluşturma amacıyla tutulan ilk günlüklerin yanı sıra günahlarını kâğıda dökerek itiraf eden ve böylece bir nevi “öz-terapi” yapanların tuttuğu daha ruhani günlükler de varmış. Aradan geçen yıllar içinde bunlar toplumlara ayna tutan birer belgeye […]

Read More

Bir yoğurt tanıtım broşürü: Tam Biorgeslik!

Jorge Luis Borges ve Adolfo Bioy Casares… Edebiyat dünyasının en verimli ortaklıklarından birini, Biorges’i anlatıyorum bu yazıda, daha doğrusu Biorges’in ilk ve en şaşırtıcı adımı olan yoğurt tanıtım broşürünü. Okuyun, çünkü eğlenceli. Bence biraz da öğretici. “O kazayı geçirmesem asla öykü yazamazdım” Bir Borges öyküsünün içinde olduğumu nasıl anlarım? Sadede gelelim: Çeviride eksiksiz sadakat mümkün müdür? Borges’ten […]

Read More

Bohem, flâneur, seri masalcı, romancı: Richard Fariña

Bohem. Flâneur. Seri masalcı. Kendi deyişiyle “aynalar tasarlayan adam”. Yalandan da olsa gerilla. Şair sonra, öykücü. Thomas Pynchon’un hem arkadaşı hem de hayran olduğu bir romancı. Bob Dylan’ın hem dostu hem de sıkı rakip gördüğü bir müzisyen. New York’un folk müzik patlaması yaşadığı yıllarda sahneye çıkıp şarkılar söylemiş, masallar anlatmış. Kendine maceralar uydurmuş ve hayatının […]

Read More